Yeni dünyanın NYC ve Mexico City’den sonra en büyük şehrine hoşgeldiniz. Yüzlerce yıllık kiliselerin arasından pörtleyen gökdelenleri ve pek çok tezatı ile Bogoto çirkin karizması olan şehirlerden. Sokakların dili olsa da konuşsa dersiniz ya işte grafitiler burada devreye giriyor.
Altın sevmem ama buradaki altın müzesi kaçırılacak gibi değildi. Kolomb öncesi dönemdeki altın işçiliğini ve kullanım yerlerini muazzam bir şekilde sergilendiği, oldukça modern ve etkileyici bir müzeydi. Para kullanmayan yerli halk için ispanyol öncesi dönemde altın sadece dinsel özelliği olan bir madenmiş.
Bu müzede okuduğum kadarıyla ağızlarının üstüne taktıkları fotodaki altın plaka yöneticilerin konuştuklarında seslerinin yankı yapmasına ve bu şekilde tanrılaşmasına yarıyormuş. Tabi altından kıyafetler de aynı amaca hizmet ediyor, güneşte parladıkları için halkın gözünü alıyor ve onların direk bakmasına engel oluyormuş.. Altın kutsal olan güneşin sembolüymüs.Seramoniler sırasında güneşte parıldayan ve rüzgarla şıkırdayan altın aksesuarlar şamanların tanrılarla daha kolay iletişim kurmasını sağlıyormuş.
Zaman içinde rengini kaybeden bakır ve gümüş, insan embriyosu yada ayın halleri gibi döngüsel değişen doğal olaylarla ilişkilendiriliyormuş.Değerli metallerin yansıtma özelliği diger dünyayla iletişim kurmaya yaradığı düşünülüyormuş. Ayrıca güneşten gelen enerjinin altın plakalarla ona geri yansıtılması onu canlı tutmak için seramonilerde kullanılan bir yöntemmiş.
Saman halusinojenik bitkiler kullanarak üç dünyayla iletişimi sağlıyor, yeraltı, yer ve gökyüzü dünyası. Yeraltı genelde yılanlarla, yer puma gibi hayvanlarla gökyüzü ise kartallarla simgeleniyor.
Gariplerim altınlarıyla şıkır şıkır gezerken ispanyolların başka bir zamandan çıkıp gelmesi ve ağızlarının suyuyla altınlarını, hayatlarını, dinlerini ve geleceklerini sömürmesi hikayesini bütün latin amerika boyunca duyacağız.
Gördüğümüz başka bir müze de Museum of Modern Art of Bogota (MamBo) oldu. Botero’nun yanı sıra pek çok önemli latin sanatçının eserleri vardı. Kolombiyalıların diyeti o kadar patates, pilav,mısır üzerine kurulu ki Botero’nun sanılanın aksine aslında realist bir ressam olduğunu düşünebilirsiniz.
Bir gün de teleferikle şehrin çatısı olan Monserrate tepesine çıktık. Sportif arkadaşlar için yürüme yolu da var (ama ben hastalıktan yeni kalktığım için yürümek istemedim). Buraya çıkınca Bogota’nin ne kadar devasa bir şehir olduğunu biraz idrak ettim. Tabi tepeye hemen bir kilise kondurulmuş.
Bu şehirde büyütülebilecek onca hatıranın arasında ilk günlerde bana yatak döşek yatmak geldi. Panama’daki yatakhane odasının klimasının ıslak saçlarımı çarpması sonrası bir süre sahalardan ayrıldım. Çocukken bizi Turkiye’de çok mu örtüyorlar nedir gringolara hiç birşey olmuyor da bize oluyor. Ayaklandığım ilk gün kendimi sokağa attım ve şehrin diğer yakasındaki rastgele bir kuaföre girdim. Suçlu saçlarımdan kurtulmak için girdiğim ve tansu çiller modeli berbat bir halde çıktığım kuaföre bahşiş vermeyi de ihmal etmedim. Yılda bir kere gittiğimden kuaför bütçem fena değildir. Kadının ne suçu vardı zaten ispanyolcam bu mevzuları açıklayamadı. İşin kötüsü kuaförden hostele giderken sağanak yağmurun indirmesi, yolumu kaybetmem, ayaklarımın kelimenin anlamıyla ayakkabının içinde yüzmesi ve La Candelaria mahallesi yokuşlarında bir aşağı bir yukarı gezinmelerim oldu. İyi olan ise hosteli bulmam ve daha fazla ıslanamayacak durumdayken bile kendimi artık hasta hissetmemem oldu. Son olarak Bogota’nin berbat bir direnaj sistemi ve yağdı mı indiren yağmuru varmış öğrenmiş oldum.
Bogota’nın kapalı havasını Bogatalılara bırakıp bir kaç günlüğüne hiç hesapta yokken Anıl’ın yolculuk notlarında gördüğümüz Neiva’ya güneye çöl görmeye gidiyoruz.
Yeme içme
Kilo almadan Kolombiya`dan cikmak mumkun degil.
Konaklama
Candeleria’da sakın ve temiz bir hostelde kaldık, mutfağı da vardı. Sayta Hostel 50000 COP.
Ulaşım
Buraya Panama city den low cost bir havayolu olan viva colombia ile 125$’a uçtuk.
Bogota içinde ise dolmuştan,metrobuse, taksiye herşeyi kullandık. ABD den beri ucuz taksi sistemi olan Uber’i de kullanıyoruz bu arada.
vivacolombia havayollarından Bogota-cartagena uçak biletini internetten alamıyorum.nasıl alabilirim
31 mayısta 5 günlüğüne kolomiya 5 günlüğüne peruya gidecem.teşekkürler
merhaba Kamil,
Biz biletimizi bir ajans yardımı ile almistik.
Şimdiden iyi tatiller