Hong Kong


7 milyonluk nüfusunu her an kendime yakın hissediğim bir yer oldu!  En etkileyici zamanı kuşkusuz gecesiydi. Bir tarafta okyanusa yansıyan gökdelenlerin ışıkları diğer tarafta dükkanların restaurantların ışıkları.. insanlar kaldırımlardan yollara taşmış herkes ya yemek yiyor ya alışveriş yapıyor. Bu haliyle bana biraz Tokyo`yu hatırlattı.

Işıklı panolar güzellik yarışına girmiş, en çok ilgiyi kim çekecek ve tabiki müşteriyi kim kapacak?!

Hong kong aslında Nepal`e uçakla geçmek üzere gittiğimiz yol üstü bir yer oldu. Çin-Nepal arasını Tibet`ten geçen ironik isimli `friendship highway` üzerinden geçmek isterdik ama Tibet`e giriş izinlerine bir servet ödemek istemedik. Paralar tibetlilere gidicek olsa seve seve… Çin`in güneyine trenle indik ve cebimizdeki yuanları hong kong dolarına çevirip elimizi kolumuzu sallayarak metroyla hong kong`a geçtik. vize derdi de yoktu epey kolay oldu!
Hong Kong 150 yıla yakın ingiliz sömürgesi olarak kaldığı için melez karakterli bir yer. 1800`lerde akıllı ingilizler çinlilerden deli gibi mal alıyor ama karşılığında Çin`e birşey satamıyor, cebinden para çıkmasını istemediği için hintlilere ürettirdikleri kenevir zorla Çin`e satmaya başlıyor. Çin, halkının müptela olmasını istemediği için kenevir ticaretini yasaklıyor sonrasında bilinen ingiliz-çin savaşları başlıyor. Savaşı kaybeden Çin bir de Hong Kong bölgesini İngilizlere kaptırıyor. 1840lardan 1941deki japon istilasına kadar ingilizler hong kong`un etinden sütünden ve tabi yününden faydalanıyor. 1941`de 1.6 milyon olan nufusu 1945`te 0.6 milyona geriliyor, savas kurbanları ve aclıktan ana karaya yapilan gocler bunda buyuk rol oynamıs. Japonlar çekilince tekrar ingiliz kontrolüne geçiyor, taaki sömürge anlaşması 1997`de sona erinceye kadar. Bu arada çin`deki 1949 komünist devrimi sonrası ana karadaki rejimden kaçanlar buraya sığınıyor.

Hong Kong kocaman bir fabrika olan Çin`in hemen yanında serbest ticaret ve vergi avantajları sayesinde acaip bir finans merkezi konumuna geliyor.Oldukça zengin, hatta 1990 yılında kişi başı milli hasılası İngiltere`yi solluyor !!! İngiliz sömürge tarihinde bir ilk ve söndür herhalde! günümüze ise serbest para politikalarının izlendiği özel yönetim bölgesi olarak hayatına devam ediyor. Özgürlükler açısından Hong Kong Çin`in oldukça önünde, protesto gösterisi görmek mümkün, Çin’de böyle bir manzara görmedik.

Çin şimdilik buna pek ses çıkartmıyor sanırım burayı iyi bir vitrin olarak görüyor ve daha da önemlisi buradan acaip para kazanıyor.1997`den bu yana çok fazla değişen birşey olmadığı eskiden ingiliz sömürgesi durumundayken şimdi de Çin sömürgesi olduğu görülüyor.


Buradaki alışveriş çılgınlığın en büyük sebeplerinden bir tanesi Çinlilerin alışveriş için Hong Kong`u tercih etmesi. Özellikle pahalı markaları Çin`de sahte olması ihtimaline karşılık Hong Kong`tan alıyorlarmış! Bir de süt tozu mevzusu var, insanlar boş bavullarla buraya geçip akşama bavulu süt tozuyla doldurup Çin`de satıyorlar. Çin’deki Bebek mamalarına pek fazla güvenmiyorlar anladığım.

zincir kuyumcu magazasi

Bir de hayatımda hiç bu kadar çok ve içi kalabalık kuyumcu görmedim . Chow Tai Fook`u İ önce tayland  yemekleri satan bir fastfoodcu sanmıştım meğer buraların debeers`ıymış. Bu mağazadan her köşe başında vardı.

Herşey tamam da bir insan neden kocaman altın bir domuz kolyesi takar söyleyin bakalım?

Hong Kong daki en garip şeylerden bir tanesi binalarda 14.ve 24. Katların bulunmaması. 13u gibi uğursuz bir durum söz konusu lakin, kantorin dilinde 14 öleceksin 24 işe kesin öleceksin anlamına gelmekte (!) benim icin Hong Kong`la Çin arasindaki en buyuk fark HK`da insanların yerlere tükürmesinin ve çöp atmasının yasak oluşuydu 🙂

the peak`ten hong kong manzarasi

Hong Kong da ne yaptınız derseniz, mekandaki en yüksek tepe olan”the peak”e çıktık. Buradaki en yüksek tepeye İngilizler tramvay yapmış epey dik raylarla yukarıya tırmanıyorsunuz. Manzara iş merkezlerinin ardından okyanus ve karşı kıyıda kowleen adası. zamanında İngilizlerin çinlileri sokmadığı bu elit mahallenin adı da soho. Soho bugün de zengin mahallesi, en pahalı evler ve ekspat mekanları burada. Bu arada Hong Kong`da pek çok mahalle ismi ingilizlerden kalma.

Yaptığımız diğer bir aktivite, adı havalı ama kendi Üsküdar-Beşiktaş motorundan hallice olan star ferry`e binmek oldu. Bizim kaldığımız Kowloon bölgesini Hong Kong`a bağlayan sıradan bir feribot yolculuğuydu. Hong Kong`da toplu taşıma muhteşem bu arada, özel araba yok gibi birşey, heryere metro, feribot, otobüs ve sevimli dolmuşlarla ulaşabilirsiniz.

hong kong dolmuslari

Yaptığımız daha doğrusu yaptırdığımız diğer bir şey de masaj oldu. Hong Kong`un ayak masajı meşhurmuş. Çin `de  masaj daha ucuzdu ama orada fırsatımız olmamıştı. Birkaç güne Nepal`e gidip kendimizi dağlara vuracağımız için masaj iyi geldi. HK`dan Katmandu`ya bulduğumuz en ucuz bilet olan malezya havayollarıyla gittik. Kuala Lumpur aktarmalı yolculuk çok rahattı, şöyle söyleyeyim uçak iki katlıydı! çapulcu halimizdan çıkıp bir süreliğine lüküs hayat yaşadık.

About 1a1e

a female homo sapien, named after a flower, resident of planet Earth.
Bu yazı Hong Kong içinde yayınlandı ve olarak etiketlendi. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.

3 Responses to Hong Kong

  1. Orçun Başlak dedi ki:

    Hong Kong’da ve Çin’de yaşadığım deneyimlerimi paylaştığım bir blog yazımı sizinle paylaşmak isterim. Keyifle okumanız dileğiyle.

    Çok okuyan mı, çok gezen mi ? Bir Çin ve Hong Kong Gezi Yazısı

Orçun Başlak için bir cevap yazın Cevabı iptal et