çin sınırlarına baktığımızda kuzeydoğusunda `inner mongolia`, kuzey batısında sincan, güney batısında tibet otonom bölgeleri bulunuyor. ama adı otonom, yönetim olarak özellikle uygur ve tibet bölgelerinde sıkı yönetim durumu var. bu bölgelere özellikle çinliler yerleştirilip nüfus yoğunluğunu azınlıkların elinden alma politikasi uygulaniyor. tibet`e özel izinle seyahat edebiliyorsunuz, fahiş fiyatlı bu özel izinler direk çin hükümetinin cebine giriyor. nepal`de ve hindistan`in kuzeyinde tibet`teki zulumden kacan pek cok tibetli var.

tibet rahipleri, lama temple, pekin
tibet dünyaca takip edilen popüler bir yer ve buradaki haksızlıklar medyada bir sekilde yer buluyor. bir de sincan bölgesi var ki pek kimsenin umurunda değil. uygur türklerinin eskiden daha yoğun olduğu sincan`da şuanda %41`lere (1945 %6.2) varan çin-han nüfusu var. anladığım kadarı ile bunun sebeplerinden birisi sınır bölgeleri güvenlik altına almak için çin nüfusunun devlet tarafından arttırılması ve bölgenin yeralti kaynakları açısından oldukça zengin olması. çin`in petrol ihtiyacının önemli kısmı ya direk buradan yada burdan geçen hatlar ile diğer ülkelerden karşılanıyor.
birinci ağızdan geçen haftalarda oraya giden arkadaşım anlattı, sincan`da minibüsteyken polis durdurmuş. içerdeki çinlilere hiçbirşey sormamış, arkadaşımdan pasaportunu istemiş, uygur türkü 4 genci ise direk aşağı indirmiş. sorguladıktan sonra iki tanesini alıkoymuş. minibüse geri dönen uygurların moralleri haliyle oldukça bozulmuş. uygurlular çin`de başka bölgelere seyahat etmek izin almak zorundaymış, yurtdışına çıkacaksa da izinin yanı sıra dönüşte pasaportlarını devlete geri vermeleri gerekiyormuş. tanıştığım bir uygur türkiye`de üniversite kazanmış ama çin ona gerekli izinleri vermediği için gelememiş. soru sordukça daha da bir sessizleşen bu gencin birşeylerden çekindiğini görmek zor olmadı. buradaki türklerin baskı altında olduğu ve fakirleştiği söyleyeniyor, ben kendi gözümle gidip görmedim ama inanmak pek güç değil.
bu arada pekin`in ünlü ve karanlık tarihli tiananmen meydanında bizim gidisimizden tam bir ay sonra araba kullanılarak bombalı saldırı gerçekleşti. içinde uygurlu bir adam karısı ve annesi olduğu iddia edilen patlamada aile dahil 5 kişi öldü. olay gerekleştikten sonra ilk iki gün hiç bir haber yapılmadı dünya basını yazmadı. ne zaman çin hükümeti izin verdi basın o zaman haber yapabildi. basının ne kadar yalan dolan olduğunu ülkemizden bildiğimiz için yadırgamadım tabi. konuyla ilgili bu yaziyi yayınlayan CNN`i çin basını hemen eleştiriyor ve ardından CNN bu sadece tek bir yazarın görüşü olup bizim duruşumuzu sergilememekte diye açıklama yapıyor. Kimse çin ile papaz olmak istemiyor bir kere kara listeye girdiniz mi vize almaniz cok zor. çin topraklarinda bilimsel arastırma yada haber yapması engelli pek cok yabancı insan var.
çin acaip büyük bir ülke ve haliyle çok sorunu var. 1978`de nüfusun %64`ü günde 1$`dan az kazanırken bugün sadece %10`u bu şekilde yaşıyor. gelişimi siz düsünün…yine de bugün kabaca 130 milyon kişinin açlık sınırıdan yaşadığı bir gerçek. çin`de bir şirkette finans müdürü olan bir arkadaşım anlattı, işçilerini sigortalıyorlarmış ama bunu asla onlara söylemiyorlarmış. malesef bazı işçilerin sigorta parası için kendilerini sakatladığı hatta öldürdüğü durumlar oluyormuş.bknz. ülkedeki gelir ayrılıkları her geçen gun sistemlerini biraz daha zorlayacak..
amerika karşındaki durusu ile saygı duyduğum ama tez zamanda özgürlükler, gelir ayrılıkları ve azınlıklar ile sorunlarını çözmesini dilediğim bu ülkeden 3 hafta gibi bir süreden sonra ayrılıyorum…